satırı soldan seç sağa doğru ok işareti görünce.

sağ tıkla biçimlendir'e gir, arkaplan rengini belirle.

satır satır ayrı renkte olmasını istediğin tüm alanı seç. ardından Giriş menüsünden Tablo Olarak Biçimlendir'e tıkla ve istediğin herhangi bir biçimi seç. Bu olmazsa bana söyle. basit bir makro ile tek tıkla halledelim.

CTRL ile çoklu satır seçebilirsiniz. (çok uzunsa uğraştırır, bir de yanlış seçerseniz seçtiğiniz satırdan vazgeçemiyorsunuz sanırım, baştan başlarsınız.)

çok büyük sallıyorum, uykulu halimle manavgat'a benzettim

north dakota tarafları bence.

north dakota taraflarında başörtülü teyzelerimizi de görmek varmış.

dim çayı'na da benziyor sanki.

tarsus şelalesi'nin orda da böyle bir yer vardı sanki...

niğde çamardı ecemiş alabalık tesisleri

kastamonu ilgaz tarafida olabilir.
antalya kemer beldibi tarafida oalbilir.
şile-ağva da olabilir
ama dogu karadeniz degil oraliyim bizde boyle yapılaşma yok.

valla bana da kastamonu taskopru'yu cagristirdi.

izmit yuvacık barajının orda aynen boyle bir kafe var, piknik alanı.. hatta bu olabilir. özkayalar mı aslankaplanlar mı ne oyle acayip isimli bir yer.

cevrikkopru ya yanlis yazmisim.

(bkz: #29164005)

yetkilileri göreve çağırdım, yakında açıklama gelir umarım.

ahaha oraya da yazayım demiştim ama gerek kalmadı o halde.
ya kartımı yenilettim ve hala gelmedi :/ dertteyim

ne desem bilemedim, ben gitmeyeceğim, iş bankası debit kart geçiyorsa vereyim kullansın birisi bari parasını yükleyip.

www.eksisozluk.com

kafası mı iyi anlamadım :) iyi olup olmadığını soruyor sana ulaşamadığını söylüyor. ninja kaplumbağalar buna saldırıp online alışveriş yapmak için kredi kartı numarasını almaya çalışmışlar o da hepsini öldürmek zorunda kalmış. bu katliamdan sonra üstü başı kanlıyken seni görmeye gelememiş. anlamanı umuyormuş.

edit: bahane işini abartmış sanırsam ya da kafa 1500

bence hacklenmis ya

aynı arkadaş daha önce buluşmak için çocukları kaçırıp biraz uyuşturucu satarız böylece vakit geçer demişti. avrupalı kafası bambaşka =/

tıklamaması gereken yere tıklamış olabilir. sanırım reklam vs. metinleri artık mesaj olarak da iletilebiliyor, bu de esprili bir vatandaşın işi olabilir. ya da pilot olmuş, eğleniyor.

kafa yapmış eleman, ama eğlenceli olmuş. ninja kaplumbağalar kredi kartını çalmışlar, o da hepsini öldürmek zorunda kalmış. kanlı elbiseleri yüzünden de senin yanına geri dönememiş. senden anlayış bekliyor :(

"beni niye aramadın? nerelerdesin?" diyor işte. sen de "sen niye aramadın?" deme diye komikli bahane bulmuş eleman. sempatiklik yapmış, beğendim ben de.

aynen srdr'nin dediği gibi durum.

bence ali amca'yla konuşun önce bakalım o ne diyecek.

konustuk, o kadini durduramazsiniz, eski yerdeki komsularina da benzerini yapti, ben gidersem onu oldururum, korkudan evden de cikamiyor diyor. dava olayi da o an aklimizda yoktu, soylemedik haliyle.
gecen yil annem ondan kurbanlik almak istedi, ali amca da vermemisti. meger bu dedikoduyu duymus da yanlis anlasilmasin diye vermemis adam.

bence iş iyice dallanıp budaklanacak dava da açarsanız, köylüler de tanısınlar canım kimin lafına inanılır kiminkine inanılmaz, insan 2 yıllık yeni tanıdığı birisi için 30 yıllık komşusunu silmez heralde. Siz hiç umursamayın bence normal yaşantınıza devam edin, kendisi konuşsun kendisi dinlesin, ne manyak kadınlar var ya. 60'ına gelmişsin zaten otur işine gücüne bak, ona buna laf atacağına garip gerçekten.

şimdi köydekiler zamanla bu kadını tanıyacaklardır, kendisinin "boş beleş" konuşmalarına da inanmayacaklardır. o zamana kadar sabredebilirseniz sabredin. yok iyice abarttı, karşınıza alıp konuşmayı deneyin. olmazsa şahit gösterebilecekseniz (bu önemli olabilir, yoksa siz iftira atmış durumuna düşebilirsiniz) dava açın. ses kaydı da işe yaramayabilir bence ama bilemedim.

şidet bzen çözüm oluyor hele ki böyle tiplerde. kadına korku verin biraz. siz de ona onun anlayacağı dilden şeyler yapın..

bence ses kaydı almayın ve öncelikle konuyu sulh ile çözmeyi deneyin. muhtar, siz ve o kişi ile üçlü bir görüşme yapın. Siz aslında savcılığa gitmeye kararlı olduğnuzu ama muhtarın ricasıyla son bir kez konuyu kapatmak için bir araya geldiğinizi söyleyin. yargılanıp ceza alması durumunda neler yaşacağını anlatın ki biraz korksun.

kadının gerekli itirafı muhtarın önünde yapmasını sağlayın, bir daha da yapmayacağına yemin etsin. Bu şekilde kadın olayın ciddiyetini anlar ve bir daha yaparsa muhtarı da şahit gösterirsiniz.

dava edin. köy yerleri dedikodu kazanı gibidir zaten, kadın herkesin içinde özür dilese bile sürer gider bu mevzu. en iyisi dava edip, kazanmak.

@spankenstein annemin de tam olarak yaptığı buydu. kadınla muhtarın yanında biraraya geldi, dava edeceğini söyledi ki caydırıcı olsun, pişman olup özür dilesin, millete de yanlış anladığını falan söyleyerek konuyu kapatsın. biz de istemiyoruz uzamasını ama bilirsiniz işte köy yerleri böyle, göt kadar köyde iş güç bitince herkes dedikodu için biraraya geliyor, ellerinde inanmasalar bile bi malzeme olduğu için bayılıyorlardır şimdi. özellikle de zamanında husubetimiz olmuş, bi kırgınlığımız olmuş insanların da diline dolanınca ardı kesilmez lafın ve işte burda babam devreye girer, hepsinin ağzını burnunu kırar.
iş yüzünden ayrıldım sabah köyden, muhtarı da bulup konuşamadım.
pazartesi savcılığa gitmeye karar verdik.
şahit de var bir kaç kişi. hatta biri de bu kadının yalan attığını itiraf ettiği kankası. bizi severler, konuşuruz dediler.
bakalım...

Kod yazıyorum.

montaj yaparken ikinci monitörü sadece görüntüyü tam ekran izlemek için kullanıyor, diğer tüm ıvır zıvırı ilk monitörde yapıyorum.

bazen ilk monitörde internette gezerken ikincisinden tivibu veya youtube videosu, dizi vs. izliyorum.

Flight simulator 9'da kokpit olarak, Gtr2 de yine kokpit olarak ama bu sefer araba kokpiti :)

kod olur, herhangi bir program için tutorial açıp izlerken diğerinde uygulamak olur, herhangi bir rapor, tez. vs yazarken alıntı için olur...

metraj çıkartırken, 1 ekranda autocad çizimi diğerinde excell açık olunca rahatlık oluyor.

layer26 + 1

kod yazıyorum birinde öbüründe de bazen tivibu bazen de geliştirdiğim şey neyse artık onun görüntüsü web sitesiyse tarayıcı mesela

montaj yaparken birini görüntüyü izlemek için diğerini ise edit vs olarak kullanıyorum. bunun dışında bir ekranda internette geziniyorsam diğerinde youtube'dan açtığım şarkıların videoları dönüyor. bir ekranda sürekli takip ettiğim yada yazıp çizdiğim bir site varsa o oluyor diğerinde ise ıvır zıvır. kendi kendine oturur o alışkanlıklar. şu oyun meselesine bir çare bulunabilse aslında o da iyi. bir ekranda cm 01-02 atarken diğerinde nette geziniyorum mesela. ama sıkıntı şu ki cm yi tam ekran açmamam gerekiyor. o zaman da keyfi biraz kaçıyor tabi.

bende de e72 var. kendi kendine "programlar kapatılıyor" diyor, sonra da "hafıza kartını çıkarın ve tamam'a basın" diyor. o esnada kart içindekileri göremiyorum, duvar kağıdım falan da gidiyor. kart yuvasında bir esneme falan yok, gayet yerinde. tak-çıkar yapmak da kesmiyor. kapatıp açarsam bazen düzeliyor bazen düzelmiyor, uğraştırıyor. genel bir sorun olabilir, yazılım bile olabilir ne bileyim. yalnız telefona o kadar çok sövmüşsün ki üstüme alıncam nerdeyse.

Hafıza kartını bilgisayara takıp, içindeki bilgileri yedekleyip, FAT32 şeklinde şekillendirin. Sonra bilgileri içine geri koyup tekrar telefona takın. Bakalım olacak mı...

kendi numaranıza kendiniz de gönderebilirsiniz.

deniyorum

olması lazım o şekil.

gerekirse göndeririz de, bazı "eski" telefonlar telefon numarası yerine isim (mesela AVEA) yazan mesajları gösteremiyor. öyle bir şey olabilir mi?

sık kullanıyorum online işlemleri ve saniyede gönderirdi mesajı bugüne kadar.
telefon lg gm735, kendime mesaj attım gitmedi :/
sanırım bende sorun

avea'nın mesaj merkezi +905598008000 olmalı, doğru mu peki?

@infernal majesty, evet. mesaj merkezi aynı

kendinize gönderdiğinizde ulaşmalıydı mesaj. bi sakatlık var sanırım mesaj alımınızla alakalı. simkartı çıkarıp takın falan olmadı. ama problem sizin mesaj alımınızda gibi.

mesaj gönderiminde de sorun olabilir tabii, başkasına mesaj gönderin, gidip gitmediğini başka şekilde teyit edin. buradan yapabilirsiniz bunu mesela. sorun gidişte mi, gelişte mi en azından onu anlayıp 500'ü ararsınız. belki bölgenizde bir yoğunluk vardır falan...

teşekkür ederim önerileriniz için. 500 ü aradım, sorun görünmüyor ama yine de hattınızla ilgili bir güncelleme gerçekleştirdik, telefonunuzu kapatıp 10 dakika bekleyin dediler.
bekliyorum.

mesaj alabildim ama ben gönderemiyorum. aveaya uzun zamandır sövmemiştim.

hiç bir zaman 1 saat olmadı ki.

∫ e^(1/x) dx

edit: tiklememiş :(

bir sınav için çalışıyorsam eğer o sınavın süresi kadar molasız çalışırım. misal önümüzdeki ay kpss'ye giricem ve molasız 2 saatten az çalışmıyorum.

(x->0) lim (x-1)/[x.(x-1)]

Molasız uzun süre çalışmak hiç mantıklı gelmiyor bana.
Saat başı 10 dk mola ile, 10 saate yakın çalıştığım oldu 5-6 kere.

2 kere 3 saat uyuyarak ve tuvalet ve yemek molalarını saymazsan 52 saat.

genelde çalışmam.

aralıksız 4 saat çalıştığımı bilirim final haftasında. normalde böyle sıkıntılara hiç gelemem de yumurta göte dayandımı öyle olmuyor işte. hayatımda ilk defa o kadar uzun ve aralıksız çalışmıştım. %100 işe yarıyor, denendi başarılı.

hiç ders çalışmadım hayatım boyunca (tıp falan okumadım tabi!)

7 dakika.

ciddiyim. :(

4 saat 15 dakika. o 15'i de nazar boncuğu gibi koydum cidden. ama çalışmasaydım 5.5'tan 6'ya uzayacaktı okulum. 5.5'ta bitti =)

Off bu rekor bende olsa gerek :(

8-10 saat benim için normal bir süreydi, verdiğim aralar tuvalet ve 10 dakikalık yemek molalarıydı sadece.

4 saat çalışmıştım.

taş çatlasa 2 saattir. genelde yarım saat civarlarında aralıksız bi oturum.

o ispiyon geri döner zaten

(bkz: #26175595)

dönmeyebilir de. hatta başlığı okursanız, "yaşam formu" şeklindeki tanımlar gg sebebiyle silinmiş.

çok faşist değil mi yahu? yaşam formu yerine herhangi bir şeyi koyabilirsin aslında. birine maymun demek hakaret midir? bunun insan demekten farkı nedir? kedi demek o zaman neden değil? peki maymun'un kötü anlam çağrıştırmasının sebebi nedir? dünya neden böyle? bu bedeni görüyor musunuz? yok ki... ben bile yokum.. hayaller insan mı, yoksa bizler hayal miyiz?

www.youtube.com

yaşam formu gg sayılıyor diye kalmış aklımda.

Birileri hakkında bir şey yazarken az biraz empati yapsanız çözebilirsiniz bazı şeyleri.

Misal ben sizin için yaşam formu desem kastımın hakaret olduğu hissine kapılmaz mısınız? Çünkü ben pekala insan/kadın/erkek diye de bahsedebilirdim sizden.

Bir insana insan/kisi disinda bir yakistirma yapilmasi TCK'ya gore hakaret oluyor (yasam formu, futbolcumsu, organizma vs). Eger bir sozluk yazarina dediyseniz sadece o yazarin sikayetiyle siliniyor ama (mesela cok samimisinizdir, ibne dersiniz gotveren dersiniz adam sorun etmez, o zaman silinmez)

kanallari kendin ayarliyordun. bu sebeple istediklerini seciyorsun ama 59'unu izliyordun.

hd olanlarda bu sorun yok ama eski tip sadece kablo cekilenlerde var bu sorun.

teledünya için AV kullanmanız gerekiyor. teledünya'daki kanal sayısı sizin televizyonunuzun kaydettiği kanal sayısından bağımsızdır bu durumda. AV moduna geçirirsiniz televizyonu, kanalı teledünya'nın verdiği kutudan değiştirirsiniz. 300 kanal bile olsa hiç sorun yaşamazsınız.

kablolu tv olsaydı, oradaki kanalları tv hafızasına kaydetmeniz gerektiği için 59 tane kaydedebilecektiniz. diğerlerini ise arama yaparak izleyebilirdiniz ama kaydedemezdiniz.

ek editi: teledünya'dan alacağınız kutuyu tv'ye SCART veya 3 renkteki (kırmızı, sarı, beyaz var ya - adı neyse artık?) kablo ile bağlayacaksınız, TV'yi AV'a geçirip TV'nin kumandasını bırakacaksınız. kanal değiştirme işlemi teledünya'nın kutusunun (receiver) kumandası ile olacak. olayın hd ile hiç ama hiç alakası yok, yıllarca kullandım oradan biliyorum.

D ve C ayrı değerlendirilir de ondan? D'den bir şeyler sildiniz mi? gizlilere baktınız mı?

ben D: sürücüsünü C: 'nin yedegi sandım
yok D'den bişey silmedim hic

yok öyle değil. D'den de bir şeyler silin ya da D'den C'ye taşıyın, dengeleyin iki tarafı da.

8/8 motorcu hatalı diyorum. Tamamen amatör yorumum.

Araçtaki sürücü sinyal veriyor, hızını azaltıyor, gitmesi gereken şeritten olması gerektiği gibi dönüş yapıyor.

Motorsiklet sürücüsü olması gereken şeritte değil, sinyal veren sürücüyü dikkate almıyor, kaza değil, çarpışma testi bu, kasıtlı yapmış nerdeyse.

Araçtaki sürücünün bir hatası olmadığından, 8/8 motor kusurlu olur.

Edit: Araçtaki sürücü aynasını kontrol edip, motorsikleti farketmiştir, yalnız dönüş yapması için izin vereceğini, yavaşlayıp sağa geçeceğini düşünmüştür, ki öyle olması gerekiyor, sollama yapıyorsan dikkatli olacaksın, 2 arabayı birden sollamaya çalışıyor bu, zaten başlıca bir hata.

bana araba daha hatalı gibi geldi. ama motorcunun hızı da önemli. araba sinyal vermiş ama sol trafik bitene kadar beklemesi lazım. motorcu yaklaşınca da birden dönmüş. görmemiş sanki... o ülkenin trafik kuralları da önemli bu arada.

edit: bu arada yol gidiş geliş heralde. düz çizgide motorun sollamaması lazım ama kesikli çizginin tam başlangıcında olmuş olay. motor araba yavaşlayınca bekleyeceğini sanıp hızlanmış ve sollamak istemiş sanırım..

olay biraz ayrıntılı aslında. motor daha hatalı çıkabilir..

kesikli çizgi sadece sola dönüş için var sanırım, devamında düz çizgi var gibi. otomobilin sürücüsü aynaya bakmamış olabilir, baksa da görmemiş olabilir. yine de düz çizgide sollamaya çıktığı için motor suçlu bence.

ikisinde de hata var. trafikte motorcuya saygı göstermeyenler kendini belli etmiş.
arabanın aynasına bakıp gelen araca göre dönmesi gerekirdi. motorunda sinyali dikkate alıp yavaşlaması gerekirdi ama kendisini bekleyeceğini düşünerek geçmeye çalışmış olabilir, aslında araba sola geçince yavaşlayıp sağa kırmak için yeterli zamanı vardı ya heyecan yapmış ya da acemilik varmış. sol şeritten geleni aynadan göremiyorsa ya ayna ayarı kötüdür ya da gözü ehliyet alamayacak kadar bozuktur.
kamerayla araba çekildiğine göre muhtemelen arabadaki ilk sürüşünü falan yapıyor, anneside çekim yapıyor.

elbette araba hatalı. ancak motorsiklet şehiriçi hız sınırlarının üzerinde ancak bu tali kusur olarak geçerli biz de. yani yola giren veya çıkan asıl önlemi almak zorunda olan sürücüdür.

düz çizgi olmasa araba 8/8 hatalı derdim de, motor düz çizgi varken karşı şeritte giderek baştan kaybediyor bence. ki önündeki arabanın yaptığı hamlelere (yavaşlama, sinyal) göre hızını ve yerini de ayarlamalıydı. ha arabanın da her türlü gelen birisi var mı bakması gerekirdi ama hatanın çoğu motorda bana göre.

bence araba hatalı. adam sinyal verip dönüyor, aynaları kullanmadan. bir de motor önceliklidir benim bildiğim-gördüyse de onu beklemesi lazım. (uyduruyor olabilirim ama ben öyle yapıyorum)
ama trafik kanununa göre motor hatalı çıkar.

ünlemi çok kullanan insanlar bazen shift'e basamayıp !!1!!111 yapar, gaza gelenler kullanır ya bolca ünlem. o hatadan esinlenilen ve dalga amaçlı kullanılan bir şey =)

genelde forumlarda veya orda burda falan bol ünlem kullanmak isterken shift'i erken bırakanlar "!!!!!11" yaparlar ya, bu da onun geyiği. hatta abartıp "!!!1bir" yapan bile var. klasikleşti artık.

edit: telefondayım, ikidir geç kalıyorum =(

o kadar sinirlendim ki, o kadar vurgu yapmak istiyorum ki ünlem işareti yaparken arada yanlış yapmışım, 1 kaçmış aralara gibisinden bir şey.

metro girişinin ordaki büfelerden birinde var. 6 tl, ben de 15 gün önce aldım ordan. sorun, bulursunuz.

ya yurtdışı çıkar ya da bilinmeyen.

+49 ile başlayacak şekilde görünür numaranız. yani normal ülke kodlu olarak görünür, ekstra bi durum olmaması lazım.

bundan 8-9 sene evvel, sınıra birkaç km bile olsa yaklaştığımızda(edirne) bizim telefonlar telestet'e falan geçerdi otomatik şebeke seçimiyle. o zaman 1 km daha içerideki annemden gelen bir arama "+1" olarak görünmüştü. bu da böyle bir anımdır.

Teleskobunuz yoksa zamanı geldiğinde aşağıdaki linkten canlı izleyebilirsiniz. Ya da bekleyin, bir dahaki geçişe 105 yıl var, o zamana kadar illa ki bir teleskop alırsınız. :)

www.physics.sc.edu

Bu vesileyle araya kaynayayım. Venüs buradan geçer mi, kaçta geçer, geçti mi?

6 haziran sabahı, güneşin doğuşundan kısa bir süre sonra Türkiye'den gözlemlenebilme ihtimali var. Avrupa kıtası haricindeki kıtalar daha şanslı, tüm geçişi görebilecekler.

@reyals,

(bkz: #28854730) no.lu entry'ye bir bakın. saat 04:37 istanbul için. (+3 demek lazım tabii)

okulun astronomi klubünden gelen mail:

Venüs, Güneş'e Dünya'dan daha yakın bir gezegen. Venüs, Dünya'yla Güneş arasındayken üçü de tam aynı hizadaysa Venüs küçük siyah bir nokta olarak Güneş'in önünden geçiyormuş gibi görünüyor. Ancak bu olay çok nadir gözleniyor - son 300 yılda sadece 5 Venüs geçişi oldu (1761, 1769, 1874, 1882 ve 2004), bir sonraki geçiş ise 2117'de!

Geçiş Türkiye saatiyle 01:00'de başlayıp 07:45'te bitecek, bu yüzden olayı ancak Güneş'in doğuşundan itibaren izleyebileceğiz (6 Haziran'da Güneş Ankara'da 05:25'te, İstanbul'da 05:35'te doğuyor).

GÜNEŞ'E KESİNLİKLE ÇIPLAK GÖZLE, DÜRBÜNLE VEYA GÜNEŞ GÖZLÜĞÜ, RÖNTGEN FİLMİ GİBİ CİSİMLERİN ARDINDAN BAKMAYIN!!!

Röntgen filmi gibi malzemeler görünür ışığı engellese de kızılötesi ve morötesi ışınları yeterince engellemeyemez. Bu şekilde Güneş'e bakarsanız gözünüzde kalıcı hasar oluşabilir.

***Güneş'e çıplak gözle bakmak için Bilim ve Teknik dergisinin Haziran sayısında verdiği Güneş gözlem gözlüğünü kullanabilirsiniz.

Güneş'i dolaylı yoldan da gözlemek mümkün. Bir dürbünü Güneş'e tam çevirirseniz (bu sırada dürbünle Güneş'e KESİNLİKLE bakmayın!) göz merceğinden çıkan Güneş görüntüsünü düzgün bir yüzeye yansıtabilirsiniz. Veya bir kartona açtığınız küçük bir delikle çok basit bir "iğne deliği kamerası" yapabilirsiniz.

başlık açma cezası yemişsin.

arama motoru tanımlanmış diye atabilirim ama, önce başka tarayıcıyla, olmazsa da şöyle dener misiniz:

www.eksisozluk.com/show.asp?t=açmak+istediğim+başlık

mesela burdan gidince başlık açabilecek gibi, entry kutusu falan geliyor mu normal şekilde?

@infernal majesty

o verdiğin linki normalde 2 haftadır kullandıgım tarayıcıda açtım yine aynısı oldu lakin farklı tarayıcıda sözlüğü açtıgımda bu sorun ortadan kalktı, başlık açabiliyorum. en azından sorunun ne oldugunu anlamış oldum. firefoxta senin dediğin gibi arama motoru tanımlanmış ama ie yada chrome da (ki chrome um iflas etti 2 hafta önce) sıkıntı yok. ama ben su durumda mozilla kullanmak istiyorum, nasıl çözerim bu sorunu?

firefox'tan toolbar'lari kaldirinca duzeliyormus.

support.mozilla.org
support.mozilla.org

@cench, @ infernal majesty

çok teşekkür ederim, eklentileri kaldırdım, halloldu.

süper bi heyecan. öyle büyük bi sorumluluk değil.
ol sen ol.

çok da numarası olan bi şey değil. bi de benim imza atma olayım çok uzun sürmüştü, ikamegah filan yazmamı istemişlerdi masada, can sıkıcı bi durumdu o defterle o kadar vakit geçirmek. ha bir de nikah memuru adımı yanlış söylemeyeydi iyiydi.

bence olun. hiç olmadım ama sırf "anı" olsun diye olmak isterdim.

ne abes kaçacak ya, alt tarafı imza atacaksınız.

aynen bir olayi yok. adamlar evet diyecek sende izleyecen. bekari, evlisi fark etmez. :)

onlar evleniyor. senin rolün çok küçük abartma

ben oldum. güzel birşey. sizde olun
ancak, bir anda olup bitiyor :D anlamıyorsunuz bile.
kesinlikle olun
evet olun
tek gereken şey kimlik onuda siz masaya oturmadan 3 dakika önce istiyorlar

8 ila 10 hafta arası :)

8 ila değil, 10. haftaya kadar.

tıbbi bir durum söz konusuysa mahkeme emri ile 20. haftaya kadar çıkabiliyor bu süre
tabi bu bugün, yarın ne olur bilinmez

@la noix

bazı yerler 8 den sonrasını kabul etmiyor da ondan dedimdi.

4-5 hafta, en fazla 6. hafta bitmeden halledin.
ultrasonda ne kadar az kalp atışı duyarsa o kadar iyidir.
bir de extra hassas davranman gerek kıza.

çok da kritik zamanda olmuş.

10. haftayı geçirmemeniz lazım normalde. yoksa yasa dışı yöntemlere başvurmak zorunda kalırsınız. (istemiyorsanız)

hocam 10 haftalık olmasına bakılıyor, fakat pratikte 8 hafta olarak uygulanıyor. fazla vakit kaybetmeden bir hastaneye başvurmanızı öneririm.

öncelikle korunun.

biran önce doktora gidip kararınızdan bahsedin ve en uygun zamandada yaptırın.nekadar geç olursa komplikasyon gelişme riskide o ölçüde artar.
risklerinide öğrenin.nekadar nadir olsada birsürü riski var.öncelikle kız arkadaşının hamile kalma sorunsalı oluşabilir ilerde.

kısa hassas davran lütfen.

hiç bekleme. direk gidin halledin. bugün gidin.

kurtajmerkezi.com

arayıp konuşun. özel bir durumunuz varsa, doğru bilgiyi doktordan alırsınız.

ev sahibi eve geliyordur belki?

evet ihmal ettim kiliti değiştirmedim ama yani ev sahibi niye gelsin ya, hadi geldi diyelim, salak mı bu belirtileri bıraksın?

temizlikçi vs. var mi eve gelen siz yokken?

ev sahibi ikinizden birisine göz koymuştur veyahut eve bir şekilde girebilme şansı olan birisi kumpas düzenliyordur?

maliyetini bilemem ama madem bu kadar ciddi kamera falan yerleştirip inceleyebilirsin. kedi böyle mucizevi şeyler yapıyosa görürsün, kapı kilidini değiśtirmediysen başkasının girmesi gibi bir şey de olabilir.
ayrıca kilit değişmediğine göre eski kiracı bi gün denemiş olabilir. baktı açılıyo takılmıştır

kumpas kuracak biri yok, biz yokken gelen bir temizlikçi de yok. en akla yakın iki şey var, anahtara sahip olan biri eve geliyor olabilir ya da kedi buldu bu telefon kılıfını bi şekilde.. yani ben kendimi bildiğime göre, ben eve hatun getirmediğime göre böyle bi izahı vardır. peki hanıma ne diyeceğim ben? yani sağolsun makul bir açıklama o da bulmaya çalışıyor, bana güvenir ama yani güven denen şey nereye kadar ki?

korktum yahu ev sahibi eve geliyordur falan. anahtar baska kimde var? temizlige yardima gelen birileri var mi mesela? ya da ikinizden biri dünyanin en dalgin insani.

birilerinin birakma ihtimaline karşı dokunmayın parmak izi açısından. hatta bir daha olursa özel kriminallabaratuvarlarindan birine incelettirin . kilidi değiştirin. kapıyı kilitleyerek çıkın. uyurgezerlik. ihtimalini ve de en son psikolojik rahatsızlık ihtimalini de düşünün .

ek bilgi: evde çalınabilecek şeylere kimse dokunmamış, bu üç konu dışında bir belirti vs de yok

eşimin öyle bir telefon kılıfı yoktu ondan eminiz ikimiz de o nedenle uyurgezerlikle bile o kılıfı izah edemiyorum. psikolojik rahatsızlık olduğunu sanmam.

ya eşime nasıl izah edebilirim bu durumu? siz olsanız ne derdiniz??

durumu bir defa açıklayamazsınız. açıklamaya da çalışmayın zaten. en mantıklısı eve kamera yerleştirmek. sabahları evde olmuyorsanız evin anahtarını bir şekilde ele geçiren birileri evinizi o değişik amaçlarla kullanıyor olabilir. misal ev sahibinin çapkın yeğeni. apartmanda ki kapıcı. emlakçı olabilir. benim geçen sene tuttuğum emlakçı ev boşken gelip jakuziyi kullanıyormuş.(boşken derken, biz kiralamadan önce ama aklı evvel biri çıkar kiraladıktan sonra da yapar bu işi) olur yani öyle şeyler. önce anahtarı değiştirin, yeterli olmazsa kamera taktırın.

misafir fln geldi mi eve?

evin kilidini değiştirmemişsiniz, o nedenle anahtar sahibi veya sahipleri siz yokken evinize girmiş olabilirler. kılıfı da evin başka bir yerinde düşürmüşlerdir belki, sonra da kediniz oynarken yatağın altına kaçmıştır siz fark etmeden. bence eşinizi eve başka insanların girmiş olabileceği yönünde ikna edin, ayrıca kilidi de derhal değiştirin derim.

kamera koy hacıt mutlaka. 7 24 çeksin derim. evliliğin gidicek lan ahahahha

önce kamera taktırın ki gelen giden varsa kanıtlama şansı olsun. anahtar değişince giren varsa artık giremicek, peki nasıl kanıtlancak masumluğun?

çok boktan durum oldu ya.. yok mu başka öneri?

ya usta kafana bit yeniği sokmak gibi olmasın da karın sana kumpas düzenliyor olmasın?

"ne derdiniz?" sorunuza cevap olsun diye yazıyorum, hoş değil ama...

"aldatsam daha dikkatli olmaz mıydım sence? o kadar aptal mıyım kremi havluyu unutayım..?" falan derdim bence.

komplotuar teori meraklisi bir Turk olarak, "aranizi bozmak isteyen birisi yapiyor olabilir mi bunlari?" sorusunu sormam lazim. eve sizden baska birisinin girdigi kesin. onda artik bir suphe yok.

ben olsam ne derdim? "bu eve bizden baska birisi giriyor ve bunu kamerayla v.s. tespit etmemiz lazim." derdim.

Kedidir o. Vardı ya bir video hırsız kedi diye. inanılmaz, bulduğu her eşyayı eve getiriyor. çok komikti. link bulursam eklerim.

edit: ha havluyu asamaz tabii...


linki yine de ekleyeyim, gülersiniz: www.youtube.com
ABD'nin California eyaletine bağlı, San Mateo kentinde yaşayan, Dusty adlı (kleptoman) kedinin, üç yıl içinde 600'u aşkın hırsızlık yaptığı ortaya çıktı. Jean Chu ve ve Jim Coleman adlı çiftin sahibi olduğu Dusty'nin gece karanlık bastırdıktan sonra komşu ve çevre evlerden çaldığı nesnelerle eve dönüşü,

o kadar konuşmuşsunuz bir cinler, periler diyen çıkmamış yazıklar olsun.

çaresizce açıklamaya çalışan adam biraz şüpheli görünürdü bana. benim de haberim yok, anlamadım neler döndüğünü diyeceksiniz tabi. başka ne denir.

bütün bunlarla eşinin karşılaşması ilginç hakkatten. tüm ihtimallerin dışında ya seni deniyor, ya seni deniyor... bu hatun milletinin aklı başka çalışıyor amman diyim

hakkaten yazdıklarınız için teşekkürler.

kedimiz evden çıkmıyo, 10. kattayız, dışarıdan getirme olasılığı yok. eşimin psikolojik bir sorunu olmadığına eminim. eve giren tanıdık yok öyle hani kumpas filan yapacak vs. o da imkansız. karımın beni aldatmayacağından eminim. üstelik bu olanlardan o sonuca varmak pek mümkün de değil zaten.

benim aklıma 3 mantıklı izahat geldi:

1. havlu ve krem eşimin dalgınlığındandır. telefon kılıfı da bi dolabın içinde filan kalmıştır, kedi bulmuş getirmiş oraya bırakmıştır. bu iyimser tahmin.

2. eve birileri girip takılıyor. ama o kadar salaklar ki orda havluyu burda kremi, öbür tarafta telefon kılıfını unutuyorlar. bu da bi tahmin tabi.

3. eşim beni test ediyor olabilir. havlu, krem, telefon kılıfı filan o organize etti ve benim kendisini aldatıp aldatmadığımı bu yöntemle anlamaya çalışıyor olabilir. bunu eşime sordum, saçmalama dedi :) bu da abuk da olsa aklıma gelen bi olasılıktı tabi.

kapıcı giriyor olabilir mi, benim bir yabancı müdürümün başına gelmişti.
hatta kapıcının kendi de değil, çocukları. yedek anahtar varmış meğer.

bu çerçevede ben de bir şey anlatayım. bir ara bahçemizde bir köpek vardı, civar evlerden ıvır zıvır çalıp getiriyormuş kapımıza. ilk olarak mavi bir bikiniyle fark ettik. ben de kadın tarafı olarak, eşime, eşinizin tepkisine benzer bir tepki verdim, "biri kapıya bikini bırakmış, bana bir mesaj vermeye çalışıyor öteki kadın" diye--yarı şaka yarı ciddi. hani "kapımıza arap kadri donu assa biri, sen ne yaparsın?"a kadar empati yaptırdım. Ama sonra, bildiğimiz köpek çıktı sorumlusu.

Mutlaka bir açıklaması vardır.

Bir de -- acayip şakalara meyilli arkadaşınız var mı?

hacı,

kamera döşe eve. Kedi krem sürüp, havlu çıkartıyorsa tv kanallarına görüntüleri satar köşe olursun. Ecünniler gelip yapıyorsa yine tv kanallarına satar köşe olursun. Tanıdık biri girerse, görüntüleri cd'ye çekip evine gönderirsin. Tanımadık biri giriyor ise polise verirsin. Sen yapıyosan ya.. öhöm bişeyler yemişsin demektir.

aynı firmada çalıştığım bir arkadaşın evine o yokken ev sahibi giriyormuş. aşırı artan telefon faturalarından sonra şüphelenip, döküm alıp bulmuşlardı.
kamera pahalıya gelirse veya yaptırmanız gecikecekse kilidi değiştirin biran önce.

birinizin kardeşinde / kankasında yedek anahtar var mı? siz yokken eve hatun atıyor olabilir.

kilidi değiştireceğim bugün. yedek anahtar kimsede yok. kilit değiştiğinde de benzer şeyler olmaya devam ederse kendimden şüphe ederim artık ulan yoksa ben eve hatun mu getiriyorum diye. yoksa yani başka da izahı yok bu işin :)

mgm.gov.tr ?

(bkz: accuweather)

foreca.com

poseidon'dan saat saat dahi havanın ne şekilde olacağına bakabilirsin.

poseidon.hcmr.gr

accuweather +1

+

forecast.uoa.gr

hacı o herkeste var. tarifeyle telefonla falan alakalı değil. dandik java işletim sistemli telefonumda da vardı, hz. alinin kılıcı gibi galaxy nexus var elimde, onda da geliyor o bilgilendirme mesajı. önleyemiyoruz galiba.

turkcell'in online işleminden kapatılıyor olması lazım. web'den girip kurcalayın biraz, hatta evet kapatılıyor. reklam mesajları da dahil.

w3schools diyorum direk. ama 1-2 bi şey daha vardı sanki elimde.

www.youtube.com bu olabilir mi? hasan şaş ama?

:( yok o değil. bülent korkmaz atmıştı sol taraftaki kaleye yapılan hücumda, sağ çarprazdan şandel bir gol atmıştı.. ahh bi hatırlasam.. işin ilginci beşiktaşlıyım :))

buldum www.eksisozluk.com
1994 kayseri maçı.
ama video görüntüsünü bulup ispatlamam lazım.

help..

abi adam 2001'de yazıp 2003'de editlemiş entry'yi. ispata ne gerek var daha =)

simon haykin'in kitabı var ingilizce, o iyidir. türkçe olarak da ercan öztemel'in kitabı.

haykin'in pdf'i var, gerekirse ulaştırabilirim.

edit: matlab için de şu var: www.mathworks.com

Simon Haykin Neural Networks A Comprehensive Foundation
tinyurl.com ayrıntılı anlatmış

çıkar.

bi yerde bi ayarı var, her zaman çıkmayabiliyor, güvenlik sekmesini kontrol edin

Cepten ipadden bilgisayardan hepsi de acik kaliyor kapanmiyolar bende. Arada okuldan falan da giriyorum hepsi acik?

Edit: afterdark+1

şifreyi değiştirirseniz açık kalan hesap otomatikman çıkış yapacak ve yeni şifre ile giriş isteyecektir.

www.facebook.com

aktif oturumlar'dan kapatabilirsiniz.

kontrol merkezindeki uzun yazıyı okusun bi.

... ve aradaki " buraya " kısmını bulsun.

sozluk.sourtimes.org

ya da buraya tıklasın.

"4. bir web sitesi ile ilgili ba$lik her zaman web sitesinin adi olmak zorundadir: google, altavista ya da alkışlarlayaşıyorum.com gibi. web sitesinin adini ise logolarindan veya title'larindan bulabilirsiniz.."

demiş ssg şurda: www.eksisozluk.com

bende de var aynı korkudan, yıllardır da araba kullanmıyorum bu yüzden ehliyetim olmasına rağmen. gerçi bendeki korkuya yaptığım bir kaza sebep oldu. uçurum kenarından giderken, yokuş çıkarken, yokuş inerken felaket senaryoları kuruyorum sürekli. araba dediğin de her döndürdüğünde dönmüyor, tecrübeyle sabittir.

hız yapmayıp emniyet kemerini taktığınız taktirde hiç bir şeycik olmaz. tabi bariyerlere girip gövdenin ikiye ayrılma ihtimalini varsaymazsak.

onun oyun olduğunu ve sınırsız hakkınızın olduğunu, gerçekte ise tek bir şansınızın olabileceğini kavrarsanız sorun olmaz pek, dikkatli kullanırsınız.

sonuçta milyonlar kullanıyor bu aleti, siz mi kullanamayacaksınız?

tabii arabanın sorun çıkarması, başkasının hatasının kurbanı olmanız mümkün ama bunlar göze alınmayacak şeyler değil.

kaza yaptıktan sonra bir süre yaşadım benzer bir korku.
azar azar trafiğin sakin olduğu saatlerde çıkmaya başladım.
zamanla rahatlıyor insan.
hatta eğer vaktiniz ve naktiniz müsaitse drift gibi otomobilin kontrol dışına çıkarılıp kullanıldığı motorsporlarını deneyebilirsiniz.
Kendiniz kullanmasanız bile başkası kullanırken araçta olun.
Aracın kontrol edilebilirliği insana güven veriyor...
Umarım çabuk atlatırsınız...


(bkz: drift)

cok kucuk yaslarda uzun yolda araba deneyimimi mersin antalya yolunda yasamistim, yol boyunca ucurumlar su bu falan gorunce, kesinlikle ben araba kullanamam demistim ve cok korkmustum. sizin de bilinc altinizda boyle bi sey olmus olabilir. sukurler olsun 13 yildir araba kullaniyorum tek bir kazam bile yok.

bende de ehliyeti alıp trafiğe çıkamadığım zamanlarda vardı bu korku. direksiyon dersi almak istediğimi söylediğim annem, o kadar parayı verme ben sana öğretirim dedi ve boş araziye götürdü beni birkaç kere. işte o zaman araç kullanma korkum başladı. ben bu işi yapamıycam falan dedim, salladım gitti. hatta araç kullananlara hayranlıkta bakardım o dönemde.
yıllar geçti, sıkıntıdan direksiyon dersleri aldım. (korka korka gittim ilk başta), bir süre yanımda birileriyle trafiğe çıktım, şimdi yılların şöförü gibi kullanıyorum aracı.
ancak, mesela trafiğin yoğun olduğu bi yere gideceksem, benim de bir takım korkularım oluyor. ama araca oturup birkaç metre gittiğimde bütün kaygılarımı unutuyorum.
uzun lafın kısası, kendine güven ve çevrendekilerin seni desteklemesi en önemli şey bu konuda.

ilk zamanlar köprülerden geçerken sanki bariyerlere çarpıp oradan aşağı uçacakmışım gibi bi de kamyon sollarken altına girecekmişim gibi oluyordu ama tecrübe kazandıkça araba sürdüğünü bile farketmiyorsun gözünde büyütme istersen atlatacağından eminim.

pratik. bol bol pratik yapacaksın. daha ehliyetim yokken babam bana anahtarı verip de al oğlum arabayı şuraya çek diyip beni tek başıma gönderdiğinde ne yalan söyleyim heyecandan elim ayağım titriyodu. park etmesine ettim ama kaldırıma da tıklattığımı unutmuyorum :) bol bol pratik yapın yahu gitgide alışırsınız

driver magician her durumda olmasa da çoğu zaman yardımcı olabiliyor bu konuda. denemenizi tavsiye ederim.

easy driver da var. ücretsizken yavaş indiriyor sadece. fena değil.

edit: driver easy'ymiş be.

öneriler için teşekkür ederim ama hiç biri ilgili donanımın driver ını bulamadı.

bir arkadaşım şöyle bir akıl verdi ki işe yaradı size de tavsiye ederim, bir gün işe yarayabilir.

aygıt yöneticisinden sorunlu donanıma sağ tuşla tıklayıp aygıt kimliği'ne bakıyoruz (işletim sistemi xp bu arada) ordaki satırı google amcaya sorunca elle tutulur bir şeyler bulunuyor.

miles per hour.. hız işte evet. google'da çevirebilirsiniz birimleri.

(bkz: mil)
abd'de km/s yerine kullanılan hız birimi.

1,6 ile çarparak sonuca ulaşırsın. 100 mil ise 160 kmdir gibi.
normalde 1,6küsüratı var ama çok şaşırtmaz seni, 100 mil 161 km gibi bişi yapar. sen 1,6 de yani.

sağlık raporunuz kesin uğradı.

diğerlerini sanmıyorum ama emin değilim.

edit: sabıka kaydını da isteyebilirlermiş. (diyen bir foruma rastladım şimdi)

ben 6 ay kadar sonra aldim problem olmamisti.yardimci olur mu bilmem.

emniyete bir sorun yinede

www.motosiklet.net

5 mi 10 yıl mı ne süresi vardı. sağlık raporunu yeniliyorsunuz ama.

ben de aynı durumdayım achatla. 2010 tarihli herşey. sağlık raporu ve sabıka kaydının ve tabiki fotoğrafların yenilenmesi gerekiyor. bir de herhangi bir trafik şubeden alamıyosun. afyonda gittiysen kursa afyondan alabiliyosun. ben eskişehirden aldım ordu'dan vermediler. bi daha da ne zaman giderim bilmem. araba alınca artık.

Yüksek lisans şart gibi bir şey oldu artık, iş hayatında yükselmek için. İş hayatındaki hemen hemen herkes maaşa ve yükselmeye etkisi için yüksek yapıyor.

ALES, KPDS, ÜDS gibi sınavlara gir mutlaka 2. dönem. Olur da YL yapmak istersen elinde olsun en azından.

İTÜ için 2.75 ortalama kabul şartlarında var. Ama tabi mülakat ve yukarıda bahsedilen sınavlardan aldığın notlar da önemli kabul için. Yani mümkün.

bence iş hayatında bir boka yaramıyor dostum. Ama senin branşın için bir bilgim yok. Zaten sırf insanlar soruyor diye yapacaksan kendini yorduğuna değmez. İstisnalar ve akademik kariyer hedefleyenlerin dışında yüksek lisans yapanları iş hayatına atılabilecek cesareti kendinde göremeyen insanların yaptığı bir şey olarak görüyorum, en azından Türkiye için.
Beni soracak olursan Ankara Ü.'deyim yüksek lisans yapıyorum :D
ama şu an bir işte çalışıyorum, çalışmadan önce başlamıştım yani..

valla zaman geçirmek haricinde bi boka da yaramıyor. mezun olup atanan adamlar şimdi işini evini herşeyini de kurdu. öyle idealleri olanlar falan da sonrada yapıyor. işi gücü olunca zaten pek sıkıntı da etmiyor rahat rahat yapıyor adamlar. ha benim gibi atanamayıp bi bok yapamayanlar da yüksek lisans deyip vakit öldürüyor.

benden tavsiye akademik kariyer planların yoksa. elindeki diğer alternatifleri değerlendir önce. sonrasında zaten işin gücün olunca yaparsın.

niyetin yoksa kalabalık etmek için gitme hiç. iş hayatında yükselme, kamu da kıdem alma, akademide kalma gibi şeyler için düşünüyorsan bulaş.

işin özünde yüksek lisans, bir konuda iyice uzmanlaşmaktır. mesela makine mühendisliği'nde belli bir konuya odaklanmak ve o konuda çalışmak. eğer iş hayatında makine müh. ile ilgili belli bir alanda çalışmak istiyorsan, o dal ile ilgili yüksek lisans yapabilirsin. makine müh. konularını bilmediğim için bir şey diyemiyorum.

mesela bilgisayar müh. bitiren bir insan, bilgisayar müh. ile ilgili konuları bilir. fakat yüksek lisans yapmak isterse, bilgisayar müh.'ün belli bir konusu üzerine yoğunlaşır. mesela veritabanı uygulamaları, mesela yazılım mühendisliği vs. vs.

yüksek lisans zorunlu değildir. ama günümüzde şart haline gelmiştir. kimisi ise yüksek lisans yapmadan kendisini bir konuda geliştirerek, o konu ile ilgili yüksek lisans yapmış kişiden daha donanımlı hale gelebilir. olay tamamen kişide bitiyor yani.

ha yüksek lisans diplomasına önem veren iş yerleri yok mu? var tabii. sen istediğin kadar kendini yetiştir, adam diplomaya bakabilir.

çalışmak mı yüksek lisans yapmak mı ikileminden kurtulmak için uzaktan eğitim yüksek lisans seçenekleri mevcut. artık çeşitli üniversiteler, özellikle çalışanlar için uzaktan eğitim yüksek lisans eğitimi sağlayarak bireyin hem iş hayatında çalışmasını hem de yüksek lisans yapabilmesini sağlıyor.

yüksek lisans yapmak için ALES puanı, dil yeterliliği (ÜDS ya da KPDS ya da Okulun kendi ingilizce sınavı) gerekiyor. bunları elde ettikten sonra yüksek lisans yapmak istediğiniz okulun ilgili bölümünün internet sitesine bakın. orada en az kaç ALES, en az kaç dil puanı talep ettikleri yazıyor. sen elindeki bu puanlarla o bölümün yüksek lisans programına başvuruyorsun. onlar seni bir mülakata çağırıyor. mülakatta onlara neden bu bölümde yüksek lisans yapmak istediğini anlatıyorsun. bir de kafalarına eserse bölüm ile ilgili bilgi soruları sorabiliyorlar. mülakattan bir puan alıyorsun. son hatırladığım mülakat %50, ALES %30, dil yeterliliği %20 idi. kimi yerlerde bu değişebilir. ALES %40, dil yeterliliği %10 olabilir. bu oranlara göre bir puan elde ediyorsun. elde ettiğin bu puan, o bölüme başvuran kişilerin elde ettiği puanlarla birlikte listeleniyor. diyelim o bölümün yüksek lisans kontenjanı 10 kişi. yetkililer de başvuran kişiler arasından en fazla puan alan 10 kişiyi yüksek lisans programına kabul ediyor. yani senin ALES'in 95 olsun, dil yeterliliğin iyi bir puanda olsun, ama mülakatta adamlar sana sallıyorum 30 puan verirse, birçok insan senin önüne geçer ve giremezsin o programa. bunun önüne geçmek için, mülakatta adamları ikna etmelisin. onlara "ben burada yüksek lisans yaparak sizin de işinize yaramak istiyorum" fikrini vermelisin alttan alttan. mesela askerden kaçmak için yüksek lisans yapmak istediğini hissettiren kişiyi kesinlikle kabul etmezler. bilirler ki o kişi yüksek lisans programına boşuna kontenjan dolduracak. böyle şeyler işte.

@infernal majesty, evet haklısın ben o mevzuatı unuttum. zaten dedim tam bilmiyorum diye :) teşekkürler ekleme için.

deckard'ın yazdıklarına ufak bir düzeltme yapalım:

ales'in başarı notuna katkısı %50'den az olamaz, yök öyle istiyor. yani ales %50, mülakat %30, lisans ortalaması %20 gibi bi şey olabilir. ayrıca hesaplamada lisans ortalaması da önemlidir. bazı okullar başvuru şartı olarak belirli bir ortalama üstü isteyebilirler.

(bkz: götümüze girebilir)

götümüze girebilir.
good game.

oyunlarda gg good game, bg bad game, türkçe oyunlarda gg nin anlamı güle güle (oyun bitti koyduk aq) tarzında anlamında oluyor.

counter strike onlinedede gg var anlamı ; gun game demek.

gg: gun game

bahiste karşılıklı gol var demek yabancı sitelerde.

google görseller? hatta (bkz: resozluk/1)

google'deki ilk gorsel

30 yıllık dev bir süre. tür nedir? türk yabancı? her şey önerilebilir.

argento'dan profondo rosso mesela.

network

90 sonrası eski yapım mı sayılıyor artık? matrix ile papillon'un aynı anda dahil olabileceği liste saymakla bitmez.

filimadamından iki tarih arası yüksek puan almış filmlere bakabilirsin. tür seçmen de mümkün. üye olacaksın tabi.

www.filimadami.com

şuradan da yıllara göre bakarsın artık.

www.imdb.com

goodfellas, edward scissorhands.. nedense ilk aklıma bunlar geldi.

@zihuatanejo arada 12 yıllık bir süre var 12 yıl içinde araya o kadar yenilik girdiki

"Salo o le 120 giornate di sodoma" (1975 yapımı)

"A Clockwork Orange" – Otomatik Portakal (1971 yapımı)

Bide "Irreversible" var ama. O iki yılla kaçırıyor. 2002 yapımı. Bu filmler yaşama sevincini arttırır, neşe katar, mutluluk ve huzur verir. Herkes izlemelidir. Çevremde gördüğüm herkese tavsiye ediyorum. İzleyin, izlettirin...

edit: Yunan sinemasının doruk noktası olan dogtooth(kynodontas)filmini unutmuşum. O da diğerleri gibi harikulade.

film izlemek istiyorsan

(bkz: nuovo cinema paradiso)
www.imdb.com

skidrow değil de, indirdiğiniz yer şifrelemiş olabilir mi? nereden indirdiniz?

İndirdiğiniz dosyanın (atıyorum fm2012skidrow.rar- uzantısıyla beraber) ismini tam olarak google da aratın. İlla ki bir site koymuştur linklerin altına. Tam ismiyle .rar lı haliyle aratın ama.

(bkz: #14221563)

minidump'taki dmp uzantılı dosyada farklı bilgi varsa, entry'de belirtildiği şekilde yorumlayabilirsiniz. yorumlayamazsanız, buraya yazın, birileri yorumlayabilir diye düşünüyorum.

edit: (bkz: #16373919) burada da yorumlamak için bir yöntem anlatılmış.

dini temalı ve dindar kitleyi hedef alan otel/residance projesi. kadın erkek ayrı lobisi falan varmış bununla övünüyorlar. www.caprice.com.tr

esenler otogarının dibindeki otel değil mi o? akgündüz'ün yaptırdığı...

adam aslında önemli bir iş yapıyor şu an. büyük ihtimalle tutacak. cemaat sağolsun arkasında.

işin aslı şu. inanılmaz lüks bir otel yapılıyor ve odaları satılıyor buranın. sen gidiyorsun daha yapım aşamasında odayı satın alıyorsun belirli bir süre karşılığı. devre mülk gibi anlayacağın. açıldıktan sonra da bu adamlar buraya günlük bir oda fiyatı belirliyorlar. mesela günlüğü 300 euro diyelim. masraflar falanlar filanlar çıkıyor günlük sana 75 euro para veriyorlar. 30 günde 20 gün odanda birileri kaldı diyerek sana ay sonunda 2,250 euro veriyorlar.

rakamlar sallama sonucu çıkmış bir şey. ama sistem bu üstad.

cemaat bilmem ne diyenler... proje kime ait bildiginize emin misiniz?

@entrapmen ben fadıl akgündüz diye biliyorum üstadım. eğer yanlışım varsa lütfen düzeltin.
fadıl akgündüz ve cemaat arasındaki bağlantıyı sorarsan eğer ister buradan istersen de mesaj yolu ile dilimin döndüğünce anlatabilirim. ancak eminim ki sen de biliyorsun fadıl bey'i ve milletvekili seçimlerinde yapılanları. ve sonrasında nasıl da sütten çıkan ak kaşık hesabı ortalıkta dolaştığını. daha da önemlisi olan, görülen ve yaşanan her şeyden sonra istanbulda 7 yıldızlı oteli değil yapmak, yapmaya kalkışmak bile ne demek biliyorsundur.

fadil akgunduzmus ustat :/ bu dunyada zengine hic mi bisey olmaz arkadas

30 olsa gerek? dünya 12 cm kaydı sen yaklaşmadın muhabbeti.

30.Bölüm final kısmı

size silinir, karşı tarafın gelen kutusunda durmaya devam eder.

o son mesajı atmayacaktın işte. şimdi bul şifresini gir hemen ve sil o hesaptan yolladığın mesajı. bu sefer yandın. kız kesin postalar seni.

444 0 666 mı? 24 saat çalışıyor yahu.

resmen aramayalım diye saklamışlar, her yerde 4441466 vardı çünkü. teşekkür ederim.

Bence geçmiş soruları içeren herhangi bir kitap iş görür..

yediiklim'in kitabı fena değildi bence.

içinden "read me" diye bir dosya çıkmadı mı? ne yapacağın orada yazıyor olabilir.

reloaded'dan indirdiyseniz nfo'yu açın notepad ile. orada anlatıyor.

aynı sıkıntıyı yaşadım, öğrenci işleri ile görüşünce internet çıktısını kabul ettiklerini söylediler. ösym artık yalnızca okul kendisi başvurur ise sonuç belgesi düzenleyip doğrudan okula iletiyormuş.

deneyimim var:

bulunduğum şehirdeki ösym bürosuna sordum önce, "eski metinleri aynen kopyala / yapıştır yaptıkları için 'aslı ibraz edilmek kaydıyla fotokopisi' gibi bir madde olabilir ancak okullar da artık belge gönderilmediğini biliyor" gibi bir cevap aldım. sonra okulda da "bunun aslı bu, isterseniz netten göstereyim" dedim, göstermemi bile istemediler, sorunsuz aldılar belgeyi.

net çıktınızla gidin yani. yeterli.

bende de çıktıyı alıp tamamdır dediler; ama ilginç olan bir maille daha önce bunu sorduğumda bilgileri yoktu.

neyse ki kayıtta sorun çıkmadı.

size kalmış bir şey. parayı veren düdüğü çalar misali, ister sınırsız bağlatın ister sınırlı.

sınırsız.

sınırsızı da sınırsız değil. ama sınırsız oluyor. işte ttnet farkı.

bazen sınırlı sınırsız..

sınırsız paketler kaldırıldı bildiğim kadarıyla. ancak eskiden sınırsız olan paketler hala devam etmekte. şimdiki paketlerde ise adil kullanım hakkı diye birşey var. belli bir kotayı aşınca hızınızı düşürüyorlar.

ayrıca bağlatcam değil, bağlatacağım. ayıp.

superonline ı tavsiye ederim. TTNET i boşver.

çeviri uygulamasında bi ayar açılmış sanki.

bu olabilir sanirim.

www.istanbul.com

(bkz: google apps)

gmail'de içe aktarma yok mu? ordan istediğiniz herhangi bir hesaptan alabilirsiniz sanki. benim paris.com var mesela, ne güzel di mi =)

öyle geç geliyordu sanki?

ne yapıyor insanlar bu durumda?

bir alan adı alın. örn. www.darkhorse.com
bir hosting bulun. ücretsiz de olabilir. alan adı ile hostingi ilişkilendirin.
sonra google apps'a kaydolun, www.darkhorse.com benim diye ayarlarınızı yapın.
artık o alan adınıza ücretsiz 50 adet eposta alabilir, bunları gmail altyapısıyla kullanabilirsiniz. (örn. [email protected], [email protected] gibi)

ben herkesin aşina olduğu bir şey kullanmak istemiştim aslında.. ama alternatifim olmazsa öyle yaparım artık..

sacma gelebilir ama soyad.ad'a baktin mi :)
[email protected]
(adinin ilk harfi)[email protected]
ad(soyadinin ilk harfi)@gmail.com

yep baktım. adam çılgın gibi ne var ne yoksa almış.

baska bi yerden bulabildigin kombinasyonu al. gmail'in baska mail adresi kullanarak mail gonderebilme opsiyonunu kullan. baska bir cozumu yok galiba.
adamin gizli sorusunu cevaplamayi da deneyebilirsin :)

(bkz: zoho.com)

hem türkçe, hem de gayet kullanışlı.

hotmail.com.tr'den almayı dene, yine gmailden kontrol edersin inboxını.

Dostum yıllık 9 dolarına kıy, mail@adınsoyadın.com şeklinde mailin olsun. Google Apps ve kullandığın mail gmail. On numara hizmet.

en basiti windows movie maker olur herhalde.

ek: yani kullanım açısından...

basit birşey istemiyorumki..

Adobe premiere o zaman?

iphone'dan videomu cektim. Sıra editlemeye kaldı. Premiere Adobe, cok karısık..

Ben de bir proje için reklam filmi çekmiştim.Movie makerla harika birşeye dönüştü.Hem program çok basit hem de birçok özelliği var.Kesinlikle movie maker öneririm.